LGBT’LİLERE RESMİYET VE SERBESTİYET SAĞLAYANLARIN HÜKMÜ NEDİR?

899
Paylaş:

4 Eylül 2019

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Sn. MEHMET KAPUKAYA

ve Yeni Akit Yazarı Sn. ABDURRAHMAN DİLİPAK!

          

LGBT’LİLERE RESMİYET VE SERBESTİYET SAĞLAYAN;

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ”Nİ İMZALAYIP

YÜRÜRLÜĞE KOYANLARIN VE BUNA SES

ÇIKARMAYANLARIN HÜKMÜ VE FETVASI NEDİR?

          

Yeniakit.com.tr’ye konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya; “Eşcinselliğin bir özgürlük değil, meydan okuma ve tahrik olduğunu” vurgulayıp, Lut Kavmi’nin Kıssası’nı hatırlatarak“Eşcinsellik yaşamak da bu ilişki tarzına destek çıkmak da sapkınlıktır.” diyerek, Müslüman topluma şunu sormuşlardı: “Allah size ahirette; ‘Neden benim helak ettiğim bir toplumun, benzer hareketlerini yapan insanlara sahip çıktınız?’ diye sorarsa nasıl cevap vereceksiniz?”

“Toplumumuzda da eşcinsel tarzlar her zaman kötü karşılanmıştır. Bu bir tercih meselesi değildir, bu bir sapkınlıktır. Bu tür insanların, tedaviye ihtiyaçları vardır. Benim Müslüman ülkemde, bu tür hareketlerin yapılması özgürlük değil; meydan okumaktır, tahriktir ve tahribattır. Bir Müslüman, bunlara destek çıkamaz. Maalesef bazı Müslümanlar da fikir özgürlüğü diyerek, bunlara destek çıkmaktadır. Ben de onlara soruyorum: Siz bunlara sahip çıktığınız zaman, yarın Allah size; ‘Neden benim helak ettiğim bir toplumun (Lut Kavmi’nin), benzer hareketlerini (ve sapkınlık tercihlerini) yapan insanlara sahip çıktınız?’ diye sorarsa (cevapları ne olacaktır?)” diyerek, sorumluları ve suç ortaklığını hatırlatan, Diyanet İşleri Başkanlığı-Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Sn. Mehmet Kapukaya’ya şunu sormak lazımdı:

Görünüşte AB dayatması olduğu halde, gerçekte Siyonist odakların finansörlüğünü yaptığı LGBT (eşcinseller ve lezbiyenler gibi sapıkların) haklarını sağlama ve koruma amaçlı, malum ve mel’un İstanbul Sözleşmesi’ni 2011’de imzalayıp, 2014’te yürürlüğe sokan; hatta halkın haklı tepkisini törpülemek için: “E canım Allah kanunu değil ya, gerekirse vazgeçeriz!..” demesine rağmen, bu rezaletle ilgili düzenlemeleri “uyum yasaları” diye tek tek kanunlaştırıp, kural ve kurumlarını yaygınlaştıran Sn. Erdoğan’ın, ahlâki ve ailevi yapımızın temeline dinamit koyan bu anlaşmayı bir türlü askıya almaması…

Acaba nasıl yorumlanmalıydı ve hangi hikmete dayandırılmalıydı? Kur’an-ı Kerim’in sarih Ayetlerine, Peygamber Efendimizin sahih Hadislerine, İcma-i Ümmet’e, ahlâki değerlerimize, ailevi temellerimize ve vicdani kanaatlerimize göre; Sn. Erdoğan’ın ve iktidarının FETVA’sı niye açıklanmazdı? Sizin ifadenizle; bu “sapkınlığa” resmiyet ve serbestiyet kazandıranları savunmak, sahip çıkmak veya bu tür haksızlık ve ahlâksızlıklar karşısında susmak, insanı “Dilsiz Şeytan!” konumuna sokar mıydı, sokmaz mıydı?

Devamı için tıklayınız.

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.

    Bu makaleyi sesli olarak da dinleyebilirsiniz.