4 Kasım 2020
Son zamanlarda: “Kur’an bize kâfidir, Peygamberin vazifesi Allah’ın emirlerini tebliğden ibarettir. Bunu da yapıp gitmiştir ve işi bitmiştir.” şeklinde temelsiz iddialar ve safsatalar çoğalmaya başlamıştır. İslam’ın hayat ve imtihan disiplininden ve sorumluluk yükünden kaytarmak, nefislerine kolay gelen bir “DİN” uydurmak ve Kur’an ayetlerini keyfince yorumlamak, bir kısmını da lüzumsuz saymak isteyenler bu bozuk fikirlere sarılmakta ve Hak’tan sapıtmaktadır. Çünkü “Sünnet”i inkâr, Hz. Peygamberi ve O’na itaat ve tâbiiyeti emreden Kur’an’ı inkârdır. Bu sapkın iddiaların sahipleri, aslında Hz. Peygamberi devre dışı bırakıp nefislerini öne çıkarma ve kendilerini Peygamber yerine koyma ve güya Kur’an’a tercümanlık yapma hesabındadır.