3 Haziran 2021
Şımarıklık ve şetaret ayrıdır, mürüvvet ve cesaret ise farklıdır. Şetaret; göz ucuyla ve alaylı şekilde tepeden bakmak, sevinçli ve kibirli tavır takınmak anlamındadır. Hamiyet ise; namusunu, onurunu, yurdunu ve kutsal olgusunu koruma ve sahip çıkma gayreti, din ve dava hassasiyeti taşımaktır. Suçluların ve hain takımının ucuz kahramanlık ve kabadayılık çıkışları; gaflet ve cehaletle şişirilmiş kof bir güven duyguları, hatta cesaret kılıfı sarılmış sinsi korkuları ve kuşkularıdır. “Hain korkak olur!” hadisi ve “… Onlar her çıkışı ve çağrıyı (her türlü yaygarayı ve konuşulanı) kendi aleyhlerine sanırlar (ve paniğe kapılırlar)” (Münafikun Suresi: 4) ayeti de bu tiplerin tıynetini ortaya koymaktadır.
Her türlü hıyanet ve mel’aneti, üstelik Dindarlık ve ucuz kahramanlık kılıfıyla ve İslamcılık istismarıyla yapanlara, Cenab-ı Hakkın verdiği ruhsat ve fırsat ise onların keramet ve fazileti sanılan bir “İSTİDRAC”tır. Bir Hadis-i Şerif’te Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuşlardır: “Bir kul (veya oluşum) Allah’a isyana (ve Dinini istismara) devam ettiği halde, Allah hâlâ ona sevip istediği dünyalık (mal ve makam gibi) şeyleri veriyor ise, bu Cenab-ı Hak tarafından o kula (ve oluşuma) verilen bir İSTİDRAC’tır. (Yani derece derece felakete ve alçaltıcı akıbete doğru kandırıp kaydırmasıdır.)” (Bak: el-Müsned: C.1 – Sh: 145, el-Câmiu’s-Sagîr C.1 – Sh: 359)