Kaybettikleri İstanbul’u; AKP YİNE KAYBETSE; FELAKET… KAZANIVERSE; FECAAT OLACAKTI

656
Paylaş:

31 Mayıs 2019

Fecaat: Dehşet verici, korkunç gelişme… Acı ve ıstırap üretici büyük musibet anlamındadır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bağcılar Meydanı’nda kurulan Ramazan Etkinlik Alanı’nda yaptığı konuşmada, 23 Haziran seçimlerine ilişkin “Bugün İstanbul’u veren, hukuksuzlukla beraber yarın Türkiye’yi verir” ifadelerini kullanmıştı. “Eğer kendi hakkımızı savunamayacaksak, kendi hukukumuzu savunamayacaksak vatandaşın hakkını, hukukunu nasıl savunacağız? Mahalle baskısı oluştursunlar, gazetelerle, televizyonlarla üzerimize çullansınlar, sosyal medyalardan hakaretler yağdırsınlar, biz de ‘aman bize bir şey yapmasınlar da ne olursa olsun, İstanbul’u da verelim, kurtulalım’ havasında olamayız!.. Bugün İstanbul’u veren, hukuksuzlukla beraber yarın Türkiye’yi verir, aman ben bu koltukta kalayım, diye bunu yapamayız. Koltuğun canı çıksın da bu milletin hakkına bir zeval gelmesin, hepsi budur.”diyen Süleyman Soylu, bir seçim yarışında değil de sanki Türkiye Yunan savaşındaymış gibi konuşmaktaydı.

Bakan Süleyman Soylu, sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile Beykoz Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlenen sahur programında ise:

“İstanbul şehirlerden bir şehir değil. Bugün küresel güç merkezi olmaya aday bir şehir. Ya küresel güç merkezi olacak ya da birilerinin arka bahçesi olacak. Ben arka bahçe olmuş bir İstanbul’a tahammül edemem. Kim ederse eder. Bu kadar açık ve net. İstanbul’da çok önemli bir altyapı oluştu, bunun devam etmesi gerek… Bu seçimin bir siyaset çatışmasının merkezi olmamasını diliyorum!” diyerek İstanbul’u kaybetmelerinin bir sosyal felakete ve sanki iç savaşın eşiğine sürükleyecekmiş gibi konuşmaları dikkatlerden kaçmamıştı.

Süleyman Soylu, televizyonda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koruma amiri Koray Aslan’ı hedef alıp, ‘onun koruma kursuna bile katılmadığını, bu kişinin ticari faaliyetler yaptığını, gezilerini önceden emniyete ulaştırmadığını, yat gezisinin de gizlendiğini ve sonradan ortaya çıktığını’ vurgulamıştı. Oysa Süleyman Soylu’nun, kendi personeli olan Kılıçdaroğlu’nun koruma amiri Koray Aslan için bu iddialarda bulunması, hele de bunu televizyona çıkıp açıklaması tam bir saçmalıktı. Emrindeki personelini çağırır ya da ilgili biriminden doğru bilgilere kolaylıkla ulaşır konumdaydı. Koray Aslan, “Mülakatta ve atışta da başarılı olmuşlardı. Hem hassas yerleri koruma hem de VIP koruma kurslarına katılmıştı. Adab-ı muaşeret kurslarını da aldıktan sonra 2002-2005 yılları arasında Slovakya’da Büyükelçinin korumalığını yapmıştı. Bu kursu almayan kişinin bu göreve gönderilmesi imkânsızdı. Bakan Soylu, ‘Koruma kursu görmedi’ derken açıkça yanıltılmıştı!” diyenler haklıydı.

İyi de böylesine kolay aldatılan yöneticilerle Türkiye bu badireyi nasıl atlatacaktı?

Devamı için tıklayınız.

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.

    Bu makaleyi sesli olarak da dinleyebilirsiniz.