7 Ekim 2019
Öncelikle Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’a bir hatırlatmamız olacaktı. BM Genel Kurulu’ndaki hitabınızda, İsrail’in Filistin zorbalığına ve Keşmir sorununa ait çıkışlarınız haklıydı. 1947’den başlayarak günümüze kadar İsrail’in bölgede genişlemeci bir politika izlediğini hatırlatarak, aşama aşama harita ile bunu Genel Kurul’a aktarmanız önemli ve anlamlıydı. “Merak ediyorum! İsrail’in sınırları neresi, 1947’de neresiydi ve şu anda neresi?” diye sormanız, “İsrail doyuyor mu? Hayır. Kalanını almanın gayreti içinde” diyerek uyarmanız, ABD’nin Golan Tepeleri’nde İsrail’in egemenliğini tanıma kararına ve Batı Şeria’daki yerleşim barbarlığına parmak basmanız alkışlanacak bir tavırdı. Terörist İsrail-Filistin sorunu konusunda; BM’nin bugüne kadar aldığı kararların uygulanmadığını vurgulamanız, Trump yönetiminin İsrail’deki seçimler sonrasına bıraktığı sözde Ortadoğu Barış Planı’yla ilgili “Yüzyılın Anlaşması olarak takdim edilen planın amacı, Filistin halkının mevcudiyetini ortadan kaldırmak mıdır? Bunlar dünyayı kana bulamaya mı çalışmaktadır?” saptamalarınız olumlu ve onurlu karşılanmıştı.
Şimdi Sn. Erdoğan’a sormak lazımdı: Zatıalinizin doğru tespitleriyle;
• Filistin topraklarını zorla işgal edip, sınırlarını sürekli genişletmeye çalışan…
• BM kararlarını ve dünyanın uyarılarını hiç dikkate almayan…
• Kısaca; Filistin halkını ortadan kaldırmayı amaçlayan…
• Elindeki meyve çakısı dışında hiçbir silah taşımayan, masum Filistinli Müslüman kadınları ve çocukları makinalı silahlarla katletmekten sakınmayan…
• Filistin halkının evini barkını, buldozerlerle başlarına yıkan, yani böylesine anormal ve saldırgan tavırlarıyla dünyayı hiçe sayan bu Terörist Çete İsrail’le, imzaladığınız “normalleşme = yani ilişkileri düzeltme ve iyileştirme” anlaşmasını hâlâ askıya almamanız arasındaki çelişkiyi nasıl açıklayacaksınız? Bu kurusıkı söylemlerle, fiili eylemleriniz arasındaki; samimiyete, ciddiyete ve cesarete aykırı tarzınızı ve tezatlarınızı hangi mazeret ve hikmetlerle(!) izaha çalışacaksınız?