1 Şubat 2020
2- İŞBİRLİKÇİLERİN MANEVİ TAHRİBATLARI
“Bir Ülkenin Asıl Gücü, Ne Tankıdır, Ne Parasıdır. Milli ve Manevi Değerlere Bağlı Genç Evlatları”dır. Bunun için Erbakan Hükümeti döneminde “Manevi Kalkınmaya” ne kadar önem verildiyse, onu takip eden 10 yıllık “İşbirlikçiler” döneminde de manevi tahribat o derece hızla ve şümullü bir şekilde yapılmıştır. Irkçı emperyalizm, kendi etkisindeki AKP iktidarını kullanarak Hayim Nahum Doktrini’nin en önemli maddesi olan “Türk Halkını, Milli ve Manevi Değerlerinden ve Dininden Uzaklaştırmak” gaye ve hedefini gerçekleştirmek için bütün gücüyle çalışmıştır.
İşbirlikçilerin manevi tahribat döneminde yapılanlardan sadece kısa bir özet sunmak, bu tahribatı tanıtmak bakımından yeterli olacaktır.
1- İşbirlikçiler döneminde, Din ve Kur’an öğrenimini engellemek için, sırf İmam Hatip Okullarının orta kısımlarını kapatmak maksadıyla, bu arada Mesleki Sanat Okullarını da kapatmayı birlikte yürüterek, ilköğrenim 8 yıla çıkarılmış, ilköğrenimi bitirmeyenlere dini öğretim yasaklanmıştır. Milli Görüş Erbakan Hükümeti zamanında, 600 İmam Hatip Okulunda 600 bin gencimiz Milli ve Manevi değerlerini öğrenirken, Erbakan’dan sonraki 10 yılda bu rakam 60 bine düşürülmüş ve AKP’nin iktidarının ilk 5. yılında 16 İmam Hatip Okulu daha kapatılmış, daha sonra ise yenileri açılsa da içleri boşaltılmıştır.
2- Aynı şekilde 15 yaşından küçüklerin Kur’an öğrenimi yasaklandığı için, Kur’an öğrenimi de azami derecede engellenmiş ve AKP tarafından ilköğrenimini bitirmeyen 15 yaşından küçük evladına, evinde Kur’an öğreten babaya hapis cezası veren Kanun çıkartılmıştır.
3- AKP, bir yandan çeşitli vaatlerle halkı aldatmaya çalışırken, diğer yandan gerçekte ırkçı emperyalizmin hoşuna gitmeyen hiçbir şey yapamayacağından dini ve manevi öğrenimin engellenmesi için her türlü adımı atmıştır.
4- Bu meyanda okullarımızda ve ders kitaplarında milli ve manevi değerlerimizle ilgili mefhumların kullanılmasını yasaklamıştır.
5- Millet, kendisine Anayasayı değiştirecek güçte destek verdiği halde, başörtüsü zulmünü önlemek şöyle dursun ilk 10 yılda dayanılmaz boyutlara ulaşmasına seyirci kalınmış, sonrasında ise bir istismar aracı olarak kısmen serbest bırakılmıştır.
6- Okullarda okutulmakta olan din derslerinin gerek muhtevası ve gerek öğretmenleri bakımından bütün mana ve önemini ortadan kaldıracak adımlar atılmıştır.
7- Kamu kuruluşları tarafından bastırılmış olan Kur’an-ı Kerim meallerinde birçok ayeti kerimelerin mealleri yazılmamak suretiyle, ırkçı emperyalizmin İslam’ın aslını ve gerçeğini ortadan kaldırmak için uyguladığı “Ilımlı İslam”, “Avro İslam” projelerine destek çıkılmıştır.
8- Ezan sesinin azami derecede kısılmasına dair uygulamalar yapılmıştır.
9- “Dinler Bahçesi”, “Diyalog”, “Medeniyetlerin Buluşması” gibi kamuflaj arkasında, yine ırkçı emperyalizmin istediği şekilde İslam’ın aslının ve özünün değiştirilmesine yönelik adımlar atılmıştır.
10- Müslümanlığın öğrenimi ve öğretimi engellenirken, milli ve manevi değerlerimizin sembolü olan mimari şaheserlerimizin bakım ve tamirleri yapılmazken, kiliselerin tamiratına öncelik verilmiş, misyonerlik çalışmalarına her türlü destek verilmiş ve AKP tarafından çıkartılan Vakıflar Kanunu vasıtasıyla Büyükşehirlerin önemli mahallelerinde açılan kiliselere ilaveten, Anadolu’muzun bütününde 1071 Malazgirt Zaferi’nden önceki 3000 kilisenin yeniden yapılması için her türlü imkân aktarılmıştır.
11- “Zina suç sayılmaz” kanunu telefonla verilen talimatla bir günde çıkartılmıştır.
12- KOBİ’lere kredi verileceğine, domuz kredisi verilmesine önem verilmiş ve domuzun kasaplarda satılması için yönetmelikler değiştirilmiş, tamimler yayınlanmıştır.
Yukarıda birkaç misalle belirtmeye çalıştığımız korkunç tahribatlar, aslında bütün boyutlarıyla yürürlüğe konmuş işbirlikçilerin 5 senesi ve AKP’ye ait son 17 senesi esnasında milli ve manevi değerlerimiz en büyük tahribat dönemini yaşamıştır. Bunun adı manevi felakettir, manevi tahribattır.
3- DIŞ POLİTİKA FACİASI