5 Ekim 2021
Bizi insanların etnik kökeni ve dinî-mezhebî kimliği değil; kişiliği, karakteri, milli birlik ve dirliğimize yönelik hassasiyeti ilgilendirir. Ve hele başka dine ve düşünceye mensup iken, araştırıp ikna olarak Müslümanlığa geçenler, İslam’ı miras olarak benimseyenlerden daha değerli kimselerdir. Ancak tarih boyunca sinsi hedefler ve şeytani hevesler için Müslüman görünen hain tiplerden de bu millet ve bu devlet çok çekmiştir. Bu nedenle köken olarak Ermeniliğinden veya Yahudiliğinden değil; ama Dinimize ve devletimize hıyanet ve fitneliklerine vakıf olduğumuz kimseleri deşifre etmek, onların tahribatlarını önlemek de milli ve manevi bir mes’uliyettir. Çünkü bu ülkede Moiz Kohen (1883 Selanik – 1961 Nice-Fransa) isimli Siyonist Yahudiler “Munis Tekinalp” takma adıyla Türkçülük ve Kemalizm’i savunan, hatta “Osmanlıcılık” yapan yazılarla sözde bize milliyetçiliğin esaslarını öğretmiş; (Yeni) Asır Gazetesinde ateşli makaleler yazıvermiş, meşhur İttihat ve Terakki Partisine girmiş, hatta 1954 ve 1957’de İstanbul’dan CHP Milletvekili adayı gösterilmiştir. Oysa İzhak Kohen adlı bir Hahamın oğlu olan bu kişi 1909 senesinde 9. Dünya Siyonist Kongresine Selanik delegesi olarak iştirak etmiştir. Üstelik “Türkleştirme” (1928), “Kemalizm” (1936) ve “Türk Ruhu” (1944) gibi kitaplar neşretmiştir. Ama bu Munis Tekinalp sanılan Moiz Kohen Siyonist’i, vasiyeti üzerine sonunda Fransa’nın Nice şehrinde bir kilise mezarlığındaki özel Yahudi kabristanına defnedilmiştir. Maalesef bu tür gizli hıyanet girişimleri ve şebekeleriyle ilgili tespit ve tenkitler sürekli “Komplo Teorisi” olarak geçiştirilmiştir. Oysa sadece Milliyetçilik ve Irkçılık değil, Dincilik ve İslamcılık yanında solculuk ve inkılapçılık yapan nice hain tipler ve dönme(z)ler gelip geçmiştir.