AKP’nin Dağılacağını Anlayan İslamcı Yandaşların ve Masonik Sağcı Yağcıların, Tekrarlanan 23 Haziran 2019 İstanbul Seçimleri Dolayısıyla; “BEN UYARMIŞTIM!” TELAŞI

671
Paylaş:

14 Haziran 2019

31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ankara, Adana, Antalya ve Mersin’le birlikte İstanbul’u da CHP’ye kaptıran Sn. Erdoğan, tam bir Cumhuri Krallık despotluğuyla ve YSK’nın baskı altına alınmasıyla, çeşitli hileler, yönlendirmeler ve gizli ihalelerle İstanbul’u yeniden kazanma hırsıyla, 23 Haziran 2019’da seçimi yeniletme kararı çıkartmışlardı. Ancak; İstanbul’u kazanma şansları çok zayıftı ve ikinci hezimet AKP’nin dağılış sürecini hızlandıracaktı. Bu nedenle hem İslamcı yandaşlarda hem masonik sağcı takımında bir telaş başlamıştı.

AKP’nin dağılacağını anlayan Abdurrahman Dilipak gibi “Yandaş”ların, Taha Akyol gibi “Yağcı”ların; paçalarını kurtarmak, “Dış Projeli” yeni oluşumlara rahat geçiş yapmak ve “Zaten ben çok uyarmıştım!” havasıyla haklılık kazanıp bilgiçlik taslamak üzere, sözde uyarı yazılarına başlamaları da tam bir sahtekârlıktı ve mide bulandırıcıydı.

Zaten YSK Başkanı Sadi Güven dahi 7 üyeye tekzip yazmak zorunda kalmıştı. Bu uyduruk gerekçeli karar üzerine, bazı Cumhur İttifakı şakşakçıları bile “İmamoğlu’nun aradığı bir gözdü, verildi iki göz” demeye başlamıştı.

Bazı hukukçular, “YSK’nın İstanbul seçimine ilişkin ‘Gerekçeli Kararı’nı iki gündür okuyoruz. Maalesef 200’üncü sayfasına kadar sadece iddialar ve yazışmalara yer verilmiş” ifadesini kullanmışlardı. Zaten Başkan Sadi Güven de ileri sürüldüğü gibi“kararların sandık kurulu üyelerine yönelik olmadığını, başvuruların 2 Mart tarihinden sonra yapılması nedeniyle alındığını” belirterek 7 üyeyi tekzip etmiş olmaktaydı.

Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’ın; “Sandık Kurulu Başkanlarından bazılarının seçmene Büyükşehir oy pusulalarını vermediğini” belirttiği iddialarına atfen Sadi Güven, “Gerekçeli Kararlarında 7 üye, 31.280 sandıkta oy kullanan seçmen sayısı ile tutanaklara işlenen oy sayıları karşılaştırıldığında, 18.174 sandıkta kanunun aradığı eşitliklerin sağlanmış olduğu, buna karşın 14.410 sandıkta rakamsal olarak bazı tutarsızlıkların bulunduğu” vurgulanmıştı. Ancak, bir sonraki paragrafta bu rakam 12 bin 410 olarak yazılmıştı!? Aslında bu Gerekçeli Kararla; “bir seçim bölgesinde yeteri sayıda kamu görevlisi yoksa ne yapılacağı?” konusunda İlçe Seçim Kurullarının eli kolu bağlanmış durumdaydı. İlçe Başkanlarının da yazılarında vurguladıkları gibi “kamu görevlisi sayısı sandıkta görev yapması gerekenden az ise nasıl bir yol uygulanacaktı?”

Devamı için tıklayınız.

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.

    Bu makaleyi sesli olarak da dinleyebilirsiniz.