ERBAKAN HOCA’NIN RÜYADAKİ UYARILARI VE KORONA BELASI

583
Paylaş:

4 Nisan 2020

FATMA BETÜL ERİŞKİN / 02.04.2020 / KONYA

Rüyamda: Aziz Erbakan Hocamızın Makam-ı Şeriflerinin hemen dışında oluyorum. Beton duvar aralıklarından Makam-ı Şerife bakıp dua ediyorum. Girişteki güvenlikçi yanıma gelip: “Neden içeriye girip orada dua etmiyorsunuz?” diye soruyor. Ben: “Belki birileri daha gelir de huzura beraber gireriz diye bekliyorum” diyorum. Görevli tekrar içeriye giriyor. Gözlerimi kapatıp, Erbakan Hocamızın rüyaların en başından okumamızı emir buyurdukları surelerin tamamını, yavaş yavaş okuyorum. Bir taraftan da içimden, “Keşke bu sureler bitinceye kadar Erbakan Hocamızın huzurlarına çıkmaya yüz bulabileceğim değerli bir kardeşim gelmiş olsa da, onunla beraber girsek!” diye dua ediyorum. Fil Suresinden Nas Suresine, Amener-Rasûlü’ye kadar bütün sureleri okuyorum. Hangi sureyi okuyorsam gözümün önüne, Erbakan Hocamızın rüyalarda o sureyi anlatışları; bazen yumuşacık, bazen öfke kabarık sesleri ve surelerin hikâyeleri geliyor. Nihayet, sureleri okumayı bitiriyor ve gözlerimi açıyorum ve yeniden içeriye bakıyorum. Solumdan bir ses: “Bu banklarda kimler oturdu, kimler içleri yüzlerinde, hıyanetleri kalplerinde, şeytanları beyinlerinde geldi, geçti önümüzden!” buyurdular. Dönüp bakamadım ama ses Erbakan Hocamıza aitti. Ben: “Ben de her gelişimde içimi, kalbimi okuyacaksınız, tüm yanlışlarımı yüzüme vuracaksınız korkusuyla giriyorum Aziz Hocam huzurunuza!” dedim. Erbakan Hocamız: “İnsan, farkına vardığı, telafi yoluna gitmeyi arzuladığı ve ilk fırsatta telafi için uğraştığı yanlıştan kurtarılacak ve inşallah sorumlu tutulmayacaktır!” buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, tüm bu yaşadıklarımız; acaba bir türlü telafi yoluna gidemediğimiz hatalarımız ve günahlarımız dolayısıyla mı?” diye sordum. Erbakan Hocamız: “Doğrudur! Diğer peygamberlerin kavimleri, işledikleri birer büyük günah dolayısıyla helâk olmuşlardır. Efendimizin bu asırdaki kavmine ve ümmetin haline bakınca; diğer kavimlerin tek tek yaptıklarının şimdi topluca, hem de hiç yüzlerini kızartmadan, üstelik her yapılana bir kılıf bularak yapıldığını görüyoruz. Elbette tüm bunların bir karşılığı olacaktı! Hep söyledik; “Allah’ın gazabı, başkasının gazabına benzemez! Allah’ın öfkesi, başkasının öfkesine benzemez! Allah’ın sabrını zorlamayın!” diye ikaz ettik… İşte, Allah hesabını görmeye başlamıştır ve artık hiç kimseye zerre miktarınca haksızlık yapılmadan, herkesin tek tek hesabı görülecektir!” buyurdular. Ben: “Aziz Hocam, peki biz bu beladan kendimizi nasıl koruyacağız, nasıl kurtaracağız? Sizin huzurunuza bile çıkmaya korkarken, Rabbimizin huzuruna nasıl varacağız?” dedim. Erbakan Hocamız:

Devamı için tıklayınız.

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.

    Bu makaleyi sesli olarak da dinleyebilirsiniz.