Atasözüdür: “KÖPEK KÖPEĞİ ISIRMAZ; KAHPE KAHPEYİ SUÇLAMAZ”MIŞ!..

710
Paylaş:

10 Ağustos 2018

Marazlı mantıklı bir şahıs 21 Temmuz, 14:39 facebook’ta Adnan Oktar şarlatanını şöyle aklamaya çalışmıştı: “Dünyanın göbek altında yaşayan yarısının imana ve İslam’a ilgisini çekmek için Adnan Oktar’ın üstlendiği misyonu Müslüman anlayamadı. Ama İsrail anladı ve bertaraf etmek için çivi koymayı başardı!”

Neymiş, Adnan Oktar’ın; çıplak ve ayarsız kadınlarla, ahlaksızların bile midesini bulandıran cıvıklıkları ve çarpıklıkları, meğer dünya nüfusunun yarısını oluşturan “göbek altı saplantılı” şehvet budalalarının, yani kedicik tipli ve tıynetli maymuncukların ve boynuzlu takımının imana ve İslam’a ilgilerini çekme kasıtlıymış!?… Öyle ise, bu kutsal(!) amaç uğruna kendi yakınlarını da şehvet cihadı yapan kediciklere katması lazımdı ve böyle bir fedakârlıktan asla kaçınılmamalıydı!.. Bunu da İsrail anlamış ve Oktar’a operasyon hazırlamış, ama hâlâ gafil ve cahil(!) Müslümanlar bu kutsal misyonun farkına bile varamamış(!) mış!?

Aynı şahıs, 14 Temmuz 2018 tarihli twitter mesajında: “Adnan Oktar ve grubunu peşinen suçlu addedip eli kelepçeli ite kaka gözaltına almak “kesin hüküm almadıkça herkes suçsuz sayılır” kuralıyla; taraftarı, seveni olan ünlü birine yapılarak bir kitlenin rencide edilmesi ise demokrasi ile bağdaşmaz.” buyurmuşlar ve Adnan Oktar’a yönelik operasyona karşı çıkmışlardı.

Ve yine 12 Temmuz 2018 tarihli twitterında bu şahıs: “İsrail; İsrail, Yahudilik, Siyonizm aleyhine yazılmış bugüne kadarki en sert, radikal, etkili kitapların yazarı Adnan Oktar’a yapılan operasyon nedeniyle hararetle sahip (ve ona destek) çıkıyor! “Celladına âşık” bir İsrail tablosu ile karşı karşıyayız.” yorumunu yapmışlardı. Yani İsrail Adnan Oktar şarlatanına sahip çıkıyormuş, ama yanlış yapıyormuş… Bunu da Siyonist şeytan anlamıyor diye, yerli Süfyan onlara hatırlatıyormuş!

Bu zavallı zırvacı, 20 Mayıs 2018 tarihli twitterda ise şunları yazmıştı: “19 Mayıs 1919’un; İstanbul’u işgal altında tutan İngilizlerin projesi olduğunu anlamayanlar ve bu yadsınamaz gerçekliği ortaya koyamayanlar tarihçi değil masalcıdır. Buna milli proje demek Napolyon Osmanlı sadrazamıydı demek kadar absürttür…. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a; Rıdvan Hoca, Vehbi Çıkrıkçı, Hasan Basri Çantay, Sütçü İmam gibi İslam âlimlerinin başlattıkları Anadolu Direnişini -Başkent İstanbul’u işgal eden İngilizler adına- kontrol altına almak için muvazaalı bir çıkarma yapıldı ve başarıldı.” Yani; “Mustafa Kemal, İngilizlerin ve tabi Siyonist merkezlerin adamıydı. Osmanlı’yı ve İslam’ı yıkmakla görevli bir hıyanet erbabıydı…” demeye getiriyordu. İyi de Adnan Oktar şarlatanının Atatürk övgüleri ve yine Sn. Cumhurbaşkanı’nın Anıtkabir özel defterine döktükleri nasıl yorumlanacaktı? a) Ya, Sn. Erdoğan, Atatürk’le ilgili gerçeklerin, Milli Çözüm Dergisi’ndeki tespit ve tahlillerin doğru olduğunu anlamıştı. b) Veya, çok güçlü ve muktedir sanılması kof bir yanılgıydı, çünkü o hâlâ gizli ve kirli odaklara yaranmaya çalışmaktaydı. c) Ya da, gerçekte inanmadığı şeyleri savunarak riyakârlık yapmaktaydı!?

Ayrıca ve çok önemli bir ayrıntı olarak; Aziz Erbakan Hocamızın Mustafa Kemal’le ilgili çok açık beyanlarına ve samimi tavırlarına rağmen, hâlâ kalkıp Atatürk’e hıyanet damgası vurmak, Erbakan’dan intikam almak amaçlı mıydı? Yok, eğer Adnan Oktar’ın Atatürk’le ilgili iltifatçı (ama istismarcı) yaklaşımını; “Efendim o kesimi de imana ve İslam’a ısındırmak lazımdı!” diye yorumluyorsa peki o zaman kendisi niye Atatürk’le ilgili bu karalayıcı ve kışkırtıcı tavrında inatçı davranmaktaydı?

Çünkü Rahmetli Erbakan Hocamız, “Üçü dışarıdan, üçü de içeriden şu altı kişiyi ve bunların hıyanet girişimlerini çok iyi tanımadan, Osmanlı’nın yıkılış sebeplerini, sürecini ve Şanlı Kurtuluş Mücadelemizin önemini ve özelliğini anlamak imkânsızdır. Dışarıdaki 3 Siyonist Yahudi:

1- Emanuel Karasso,

2- Haim Nahum,

3- Theodor Herzl olmaktadır.

İçerideki hain işbirlikçileri ise: 1-Enver, 2-Talat, 3-Cemal Paşalardır.[1]

buyurmuşlardı. Ve hiçbir sohbet ve seminerinde Mustafa Kemal’e yönelik bir sitemde bile bulunmamışlardı.

“Köpek köpeği ısırmaz; kahpe kahpeyi suçlamaz”mış!

“Önce şunu ifade etmemiz gerekiyor. Adnan Oktar ekibi bir devlet projesiydi ve milliydi. Ancak son zamanlarda Adnan Oktar’ın bazı konuşmalarının Harun Yahya kitaplarına ters düşmesi bizi “Acaba Yahudi buraya da mı sızdı?” düşüncesine itti… Adnan Oktar Grubuna yapılan operasyondan anlaşılan o ki; Yahudi, Saadet Partisi gibi içine sızıp bu yapıyı da ele geçirmiş. Oysa yayınları, Millî Görüş gibi Siyonizm ve masonluk karşıtı gerçeklerdi!

Yahudi asıllı olduğu bilinen Oktar Babuna İsrail’e gitmiş, Netanyahu ile görüşmüş Adnan Oktar’a selamını getirmişti. Sanırım Yahudi’nin gruba yerleştirdiklerinden biri de Oktar Babuna gibileriydi… Adnan Oktar Grubunda yaşanan bu organizasyon da Yahudi sızmasına maruz kalıp iğdiş edilmesi, çizgisinden ve amacından saptırılması girişimidir…

12 Eylül 1980 sonrası ANAP’ı, 28 Şubat 1997 sonrası AKP’yi destekleyen FETÖ; Ergenekon’un tasfiyesinde de iyi iş çıkardı. (Ama) CIA’nin kontrolüne girince; NATO 15 Temmuz’da kullandı. (Yani Fetullah Gülen, ANAP’ı ve Erdoğan’ı desteklerken hayırlıydı, bunlardan sonra CIA’nın kontrolüne alınmıştı!? Oysa bu yorumlar, merkeplerin bile güleceği kurgulardı. Çünkü FETÖ’nün CIA ve Vatikan’la ilişkileri ANAP’tan ve Erdoğan’dan çok önceye dayanmaktaydı. Bay çokbilmiş, bu asılsız iddialarla 15 Temmuz hıyanet kalkışmasından sonra bile, FETÖ’ye sahip çıkmasını haklı göstermeye çalışmaktaydı.)

Adnan Oktar Grubu da mı ele geçirildi?

Adnan Oktar ve grubu suç işlemiş midir? Bilmiyorum, bilemem. Harun Yahya Külliyatı ona mal edilmiştir. Şimdilerde söyledikleri ise ondan farklıdır! Bunu biliyorum. Adnan Oktar Grubuna yapılan operasyon FETÖ’ye yapılan gibi olmaz, olmamalıdır. (Ne o, FETÖ’ye haksızlık ve yanlışlık mı yapılmıştı ki böyle söylenmektedir?)

Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’nın kültürel vizyonu Harun Yahya Külliyatını itibarsızlaştırmak asla olacak şey değildir… Yahudi’nin sızdığı Adnan Oktar Grubuna operasyon yapan aziz devletimiz; işgal ettiği Saadet Partisi’ni de Yahudi’ye bırakmamalıdır. Millî Görüş davası Siyonizm’in hizmetine terk edilmemelidir… Bu arada Adnan Oktar ve ekibine yapılan yargı soruşturmasından İsrail medyasının oldukça rahatsız olması ve destek atışları yapmaları da dikkatlerden kaçmıyor.”[2]

Şimdi en sondan başlayalım. Adnan Oktar’cılara yönelik operasyonlardan İsrail medyası bile oldukça rahatsızlık duyuyorsa, bu durumda sizin bu konudaki sıkıntınız ve kuşkularınız hangi damarınızın duygularını yansıtmaktaydı?

Kaldı ki, her konuda konuşmaya ve başarılı operasyonların kahramanlığına soyunmaya çok meraklı olduğu bilinen Sn. BAŞKAN’ın bu Adnan Oktar operasyonuyla ilgili suskunluklarını, bu şarlatan takımı nasıl yorumlayacaklardı? Bu suskunluktan hangi keramet ve hikmetleri çıkaracaklardı? Üstelik bu ne temelsiz ve çelişkili bir yaklaşımdı ki, bundan 10 gün sonra ise Adnan Oktar’a yönelik operasyonların İsrail tarafından tertiplendiğini yazmaktan utanmayacaktı.

        

ŞİİR

      

RENGİNİZ FARKLI, TİLKİNİZ AYNI!

      

Biri Atatürkçü, öteki karşı

Denginiz farklı ya, derdiniz aynı

Gayez alışveriş, bu âlem çarşı

Ahenginiz ayrı, çenginiz aynı…

        

Şuurun yitirmiş, onur mahrumu

Şerefin bitirmiş, gurur mahkûmu

Sanki geni bozuk, gâvur mahdumu

Tepkiniz farklı ya, dersiniz aynı…

        

Çirkef kamışıyla, şeker kamışlar

Bir midir domuzla, sütçü camışlar

Ey vicdan ayarı, tam çakşamışlar

Şevkiniz ayrı da, şirkiniz aynı…

        

Çok bilmiş cühela, uçkur yavşağı

Riyakâr sahtekâr, Süfyan uşağı

Dönerken çakıldız, bu son kavşağı

Şebekeniz farklı, sirkiniz aynı…

      

Haddiniz aşmanız, şımarmanız bir

Allah’tan gelecek, şamarınız bir

Kafanız davanız, damarınız bir

Keyfiniz farklı ya, kiriniz aynı…

        

Şarlatanla aynı, fıtrattasınız

Ucuz uyuz takım, fırsatçısınız

Fettanlık huyunuz, fesatçısınız

Cenginiz ayrı da, Cengiz’iz aynı!..

        

Hoca’ya hakaret, oldu sustunuz

O’na karşı gizli, kiniz kustunuz

Kahpe karakterli, haza puştsunuz

Mevkiniz farklı da, fikriniz aynı…

      

Zekâvet başkadır, hidayet başka

Akıbet başkadır, bidayet başka

Denaet başkadır, dirayet başka

Zevkiniz ayrı ya, zikriniz aynı…

      

Kuruntunuz gelir, Kur’an’dan önce

Nefsi kurgularız, Furkan’dan önce

İşiniz kaytarmak, Kurban’dan önce

Verginiz farklı ya, yerginiz aynı…

     

Milli Çözüm döker, ayarınızı

Şeytanlığa doğru, kayarınızı

Hem çözeriz bilgi, sayarınızı

Seviyeniz farklı, sinsilik aynı…

      

Zannla kıyas yapan, iflah etmezmiş

Mü’min şeriatı, ihlal etmezmiş

“Allah imhal eder, ihmal etmezmiş…”[3]

Kentiniz farklı ya, kendiniz aynı…

      

Tam 14 yıldır yazıyoruz ve uyarıyoruz; çok kıymetli ve hikmetli eserlerin sahibi Harun Yahya ile Adnan Oktar aynı kişi değildir!

Bu gerçeği Adnan Oktar’ın yüzüne karşı da söylemiştik, kendileri de itiraf etmişlerdi. Darwinist felsefeyi ve bilgiçlik kılıfı geçirilen dinsizlik düşüncesini yıkıp yerle bir eden Harun Yahya müstear isimli eserlerin, tüm yeryüzünde ve yetmiş dilde daha kolay ve çabuk yazılıp yayınlanması için Adnan Oktar sadece bir dağıtıcı ve reklam aracı olarak seçilmiş, ama daha sonra bunları kendine maledince, Siyonist çevrelerce hizaya getirilip dejenere edilmiş, o da kendi bozuk fıtratına ve fırsatçılığına dönüvermişti.

Hz. İsa’nın geliş alametleri kitabının 2003 Aralık baskısında (sh: 193).

“Ahir zamanın önemli alametlerinden biri de masum çocukların öldürülmesidir. Bu durumun örnekleri özellikle son yıllarda yaşanan savaş ve çatışmalarda yoğun olarak görülmektedir. Afrika ülkelerinde yaşanan kimi iç savaşlarda küçük çocukların savaşmaya mecbur bırakılmaları ve acımasızca katledilmeleri bu örneklerden biridir. Çocukların yoğun olarak hedef alındığı yerlerden biri de Filistin’dir ve baş katil de İsrail’dir. Sadece 2002-2003 yılları içinde Filistin’de 500’den fazla çocuk, İsrail askerlerinin kurşunlarına hedef olup hayatını kaybetmiştir. Irak Savaşı sırasında da hastaneler ve doğumevleri vurulmuş, pek çok çocuk katledilmiştir.” denildiği halde, sonunda Adnan Oktar şarlatanı İsrail’i haklı çıkarmaya ve Filistinli çaresiz mücahitleri “anarşist” diye suçlamaya girişmişti.

Bu kitabın: “34. Fitnelerin Çoğalması” bölümünde:

Devamını okumak için tıklayınız.


[1] Kaynak: Altınoluk bahçe sohbeti, Necati Akgül

[2] 11 Temmuz 2018, Adnan Oktar’a Neden Operasyon Yapıldı?

[3] Allah hainlere ve zalimlere mühlet verip yularlarını uzatır, ama sonunda mutlaka intikamını alırdı.

[4] Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66

[5] Mektubat-ı Rabbani, 2-258

[6] Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.440

[7] Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26

[8] Ukayli, En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi

[9] (Kaynak: http://www.mynet.com/haber/guncel/yeni-akit-yazari-ali-alben-acikladi-kadir-misiroglu-deli-raporu-iddialarini-dogruladi-4299354-1)

    Güncel makalelerimizden istifade etmek istiyorsanız lütfen aşağıdaki kutuya e-mail adresinizi yazarak bize gönderiniz.